Subat 2015
Yazılı ve sözlü basında hep karanlık haberler:
İşsizlik: Yine karanlık bir yıl
Konut: Yine karanlık bir yıl
Büyüme: Yine karanlık bir yıl
Vergiler: Kapkaranlık
Başbakan Manuel Valls alınan tedbirlerin sonuçlarının 2015’in ilk
yarısında görülebileceğinin altını çizerken halk artık politikacılara
inanmıyor. Cumhurbaşkanı François Holland’ın ekonomik ve sosyal reform
programının tamamen boş olduğunu düşünenler çok. MEDEF (Fransa’nın
TÜSIAD’ı) felaketten bahsediyor, bu yıl 63 bin şirketin iflas ettiğini,
endüstriyel üretimin 1994 yılı rakamlarına geri döndüğünü belirtiyor,
yüksek devlet borcuna dikkat çekiyor.
5,5 milyon işsizle bir tarihi rekor daha kırılıyor. 2014 yılı sonunda işsizlik oranı yüzde 6 arttı, ‘senior’
denilen 50 yaş üstü için artış oranı yüzde 11’e ulaştı. Noel öncesi en
büyük sigara fabrikalarından biri kapanınca çoğu karı-koca işsiz kalan
aileler artık çocuklarının bile Noel Baba’ya inanmadıklarını belirtiyor.
Konut sorununda alarm zilleri çalıyor. Abbé-Pierre Vakfı yayınladığı
yıllık raporunda 3,5 milyon Fransızın konut sorunlarıyla boğuştuğunun
altını çiziyor. Evi olmayan ve sokakta yaşayan kişi sayısı artıyor. 145
bin kişinin sürekli yaşadığı bir evi yok, 30 bini çocuk. Bu sayı 2008
krizinden bu güne yüzde 50 artmış. 2,8 milyon kişi kötü koşullarda
yaşıyor. 5,1 milyon hanede elektrik veya ısınma sorunu var, suyu
akmayan, kanalizasyon sorunu olan evler artıyor. 411 bin kişi bir
akrabasının yanında yaşıyor; karavan, kamping ve mobil evlerde yaşam
savaşı veren insan sayısı günden güne artıyor. Sosyal konutlar yeterince
inşaa edilmiyor, arz talebe göre daha az olduğundan yıllarca sıra
beklemek zorunda kalınıyor.
Marketlerde, pazarlarda fiyatlar elleri yakıyor. Emeklilerin maaşları
eriyor, vergiler durmadan artıyor. Sendikalar sert açıklamalarda
bulunuyor. Doktorlar, eczacılar, öğretmenler, noterler grevde. Tren,
metro sürücüleri ve bilet kontrolörlerine saldırılar devam ediyor.
Şehrin en işlek treni bloke ediliyor, çalışanlar protesto olarak bütün
gün iş bırakabiliyor.
Halen 35 saate sabitlenen, esneklikten uzak çalışma saatleri ülkenin
rekabet gücüne büyük darbe vuruyor. Pazar günü dükkanlarını açmak
isteyenler açamıyor, daha fazla çalışıp daha fazla kazanmak isteyenler
statükonun bozulmasını istemeyen kimi çıkar çevreleri tarafından
engelleniyor.
Eğitim sisteminde büyük sıkıntılar var. Sistemin yeniden
yapılandırılması, gençlerin, göçmenlerin entegre edilmesinin yollarının
bulunması gerekiyor.
2015 yılının aralık ayında 195 ülkeden 20 bin delegenin katılacağı
uluslararası hava değişikliği konferansı Paris’te yapılacak. Fransa’nın
örnek olması gereken bu konferansa hazırlık olarak 22 başlık altında 74
önlemden bahsediliyor ama Paris’te ve yakın banliyölerinde hava
kirliliği alarm veriyor.
Ocak ayındaki terör olaylarının ardından devlet daireleri, dini
mekanlar, okullar yüksek denetim ve kontrol altında…Teröre alışık
olmayan halk tedirgin, ‘normal’ hayata dönmek istiyor. Ama artık
‘normal’in olamayacağını anlamakta zorlanıyor.
Ülkeyi tekrar rayına koymak için gereken cesur kararlar alınmıyor,
çoğunlukla bugün yapılması gerekenleri yarına, daha ileri tarihlere
erteleniyor. Değiştirilmek istenen uygulamalar bazı çıkar gruplarının
tepkisini çekiyor, yollara dökülenler tarafından engelleniyor, kısır
döngü sürmeye devam ediyor. Aşırı sağ parti Ulusal Cephe ve başkanı
Marine Le Pen ellerini oğuşturuyor, gelecek seçimlerde başkanlığa
oynamayı öngörüyor.
Sürekli bir felaket atmosferi içinde yaşamlarını sürdürmeye çalışan
Fransızların çoğu bunalımda, bir çıkış yolu arayıp duruyor. Insanların
pembe gözlüklerle hayata baktığı günler tarihin derinliklerine gömüldü
belki ama çoğu insan gözlerini kapalı tutmak istemiyor artık… En azından
grinin tonlarına uyanmak istiyorlar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder