27 Eylül 2007 Perşembe

Welcome


En çok ziyaret edilen şehir unvanını elinde tutan Paris bu yıl Global Market Institude study sonucunda Sydney ve Londra’dan sonra üçüncü en çekici şehir seçilmiş. Oysa ziyaretçiler için Paris bir yana (şehrin kendisi turistlerce beğeniliyor, tekrar gelmek isteyenlerin oranı %80’lerde) Parislilerin tavrından çok memnun olmadıkları bilinen bir diğer gerçek… Yapılan bir araştırma misafirperverlik konusunda 60 şehrin içinde Paris’i 52. sıraya oturtmuş! Bir toplantıda bizzat tanıştığım Paris Turism Ofisi Müdürü Paul Roll “Parisliler için söylenegelen-kendini beğenmiş, yardım etmeyen, tersleyen, suratsız- stereo tipini yenmemiz lazım” diyor, “Parislilere turizmin şehirleri ve ülkeleri için önemini anlatmamız lazım. Turistlerin istekleri var, özellikle son yıllarda değişen turist profili ile (örneğin daha çok Çinli ziyaretçi) farklı kültürlerden gelen insanların yeme alışkanlıkları, saat nosyonları, gezme tercihleri farklı… şehir olarak bunlara adapte olmalıyız” diyor. Verdiği istatistiki bilgilerin içinde beni en etkileyenlerden biri Paris’te çalışan nüfüsun %20’sinin turizm endüstrisiyle direct veya dolaylı çalıştığı... yani her beş kişiden biri!

O yüzdendir ki bu yıl 9 Temmuz Turizm Gününde Eyfel Kulesinde Paris Belediye Başkanı Delanoë’nin başlattığı halkı bilinçlendirme kampanyası şehrin beş ana meydanında (Trocadero, Montmartre, Place des Vosges, Saint Germain-des-Pres ve Beaubourg) yapılan aktiviteler, dağıtılan broşürlerle duyuruldu. Amaç Parislileri ve turistleri yakınlaştırmak…

Bu konuyla ilgili Parislilerin katedecekleri mesafe çok ama güzel şeyler de olmuyor değil. Örnek mi? Paris’te gönüllü “karşılayıcı” olmak. Parisien d’un Jour, Parisien Toujours derneği, “Paris Greeter” organizasyonu ile turistlere şehirlerini, semtlerini gezdirmek isteyen Parislilere çağrıda bulunuyor: Gelin şehrinizi ziyaretçilerle paylaşın. (http://www.parisgreeter.org/)

Rugby ile yatıp rugby’yle kalktığımız bu günlerde mağazalar rugbysever ziyaretçileri karşılamak için kolları sıvamışlar. Geçen gün sokak boyunca mağaza vitrinlerinde bayrakları ve gül desenli yazıları görünce düşünmeden edemedim: WELCOME yazmak yeterli mi?