19 Temmuz 2007 Perşembe

Stadyumda havuz mu? Nasıl yani??

Charles de Gaulle havaalanından Paris’e doğru gelirken Saint-Denis’deki o noktada hep trafik tıkanır, ben de her seferinde Stade de France’a bir göz atarım. Gerçekten de etkileyici yapısıyla dikkat çeken bu stadın FIFA’nın 16. Dünya Futbol Şampiyonasının 1998’de Fransa’da yapılmasına karar vermesinin ardından dört fransız mimarın projesi ile 2 Mayıs 1995’de inşasına başlanmış ve 31 ayda tamamlanmıştır. 17 hektarlık alan, 2 dev ekran, 454 projektör... 9,000 m2’lik çimeni yıl içinde organizasyonlara göre bir kaç kez değiştiriliyor, bu değişimin hazırlık aşaması 3 gün, değişim süreci ise 5 gün sürmekte... 80,000 kişi kapasiteli stadyumun özellikle «tavanı» oldukça etkileyici: 6 hektarlık alan(Place de la Concorde gibi) ve 13,000 tonluk ağırlık(2 kez Eyfel Kulesi)!! 80,000 kişinin tamamen boşaltılması ise 15 dakikadan az sürüyor.

Klasik stadyum fonksiyonuna ek olarak bir çok konsere, festivale, organizasyona ev sahipliği yapan stad özellikle sıradışı şirket toplantıları ile yılda ikiyüzden fazla projeye imza atmakta... Dört yıl önce izlediğim Carmen operasında stadın büyüklüğünden çok etkilenmiştim. Ben Hur müzikali, Rolling Stones, George Michael konserleri hafızalardan kolay kolay silinmeyecektir. Müzikseverler Eylül ayındaki Police konserlerini, sporseverler ise yine eylül-ekim aylarında 2007 Rugby Dünya Kupasını dört gözle beklemekteler.

Şu anda ise stadyum stadyumdan başka her şeye benziyor. 15-24 Temmuz tarihleri arasında bu yıl süper bir organizasyon 5. kez tekrarlanıyor : Coca Cola Sport Session--Stadyum büyük bir plaj ve su sporları merkezine dönüşüyor: 3,000 ton kum, 500 ve 230 m2’lik iki dev havuz, 400 şemsiye, 600 şezlong ile otuzun üzerinde sportif aktivite ve animasyona ev sahipliği yapıyor: atletizm, eskrim, karate, judo, plaj voleybolu, plaj basketbolu, dalış, yelken, badminton…hepsi diplomalı eğitmenler gözetiminde…Stad her gün 11:00-19:00 arası açık, giriş 10 euro, 4-12 yaş çocuklar 9 euro, 4 yaş altı ücretsiz..

Yaz döneminde çoğunluğun tatil ve izinden başka bir şey konuşmadığı, uzun zaman öncesinden yaz aylarının planını yapmamış kimsenin kalmadığı(hatta bir çok fransız 2008 yazı için planlarını hatta rezervasyonlarını ballandıra ballandıra anlatabilir!!), 2003 yazında çoğu yaşlı 15,000 insan aşırı sıcaklardan can verirken bir çoğunun aile ve akrabasının tatilini bile kesme ihtiyacı duymadığı(!), tatile gitmedim demenin neredeyse ayıp olduğu bu toplumda, Ile-de-France bölgesinin tatile çıkma imkanı olmayan 20,000 çocuğu ve ailelerini burada misafir edecek olmasını, genellemeleri hiç sevmiyorum ama gelişmiş ülkelerde epeyce norm olan benmerkezciliğe rağmen, Fransa’da halen sosyal adaletin varlığını ispat eden bir girişim olarak değerlendirmek gerekir sanırım…

Saint-Denis uzak geliyor, ben zaten sportif bir tip de değilim diyor ama Paris’te ille de plaj istiyorsanız azıcık daha sabır: «Paris Plages» yarın açılıyor!

12 Temmuz 2007 Perşembe

14 Juillet

“14 Juillet-La Fête Nationale-Le Jour de la Bastille” Fransızlar için monarşinin sona erip demokrasinin başlangıcını temsil etmekte ve her yıl ulusal gün ve resmi bayram olarak kutlanmakta. Fransız devriminin başlangıcı sayılan 14 Temmuz 1789, halkın Bastille’de bulunan hapishaneyi ele geçirmesi ile egemenliğin o güne kadar tanrı’nın temsilcisi kabul edilen krala ait değil 18. yüzyıl filozoflarının geliştirdikleri teoriler çerçevesinde artık halka ait olmasının sembolik tarihidir. “Özgürlük, demokrasi, cumhuriyet ve her tür baskıya hayır” bayramı her yıl ülkede özel aktiviteler, balolar ve havai fişek gösterileri ile kutlanır.

14 temmuz bu yıl maalesef cumartesi gününe düsüyor, iş gününe denk gelmediği için tatil ya da meşhur köprülerden birini yapmak söz konusu değil (ben de fransızlaşıyor muyum ne??) Sabah 9:30’da başlayan ve L’Avenue des Champs-Elysées üzerinde Etoile’den Concorde meydanına kadar inen resmi geçit töreni (défilé militaire) Cumhurbaşkanını, hükümet üyelerini, büyükelçileri ve seçkin davetlileri selamlar. Bu yıl diğer yıllardan farklı olarak tema Avrupa Birliği üzerine kurulduğundan Avrupa ülkelerinden de katılım olacak. Arzu edenler töreni cadde üstünde ya da televizyon ekranlarından naklen izleyebilecekler. Resmi geçidin ardından Valéry Giscard d’Estaing zamanında başlayan ve Fransız politik hayatının vazgeçilmezi haline gelen Cumhurbaşkanıyla yapılan özel röportaj televizyon kanallarında yayınlanır. Yine bu dönem Cumhurbaşkanının geleneksel af hakkını(grâce) kullanma tarihidir ki bu yıl Nicholas Sarkozy'nin toplu affa karşı olduğu beyanının ardından Fransa'daki hapishaneler sorunu gündeme taşınmıştır. Öğleden sonra ise Palais de L’Elysée’de dillere destan 14 Temmuz Garden Party’si gerçekleşir.

Akşamki kutlama ise Tour Eiffel’den Champ de Mars’a, Seine kıyılarından Trocadéro bahçelerine dek izlenebilen havai fişek gösterileri... bu yılki showda sinema şeref locasında... Bu show’u izlemek için en stratejik yerlerden biri Champ de Mars… biraz erken gidip özellikle L’Ecole Militaire’e doğru kendinize güzel bir yer ayarlarsanız önce pikniğinizi yapıp gün batımının ardından gösteriyi izleyebilirsiniz. Saat 19:00’da Michel Polnareff’in konseri de var.

14 temmuz kutlamaları kapsamında geçen yıl ilki gerçekleştirilen Cumhuriyet Pikniği organizasyonu 70 departmanda 300.000 kişilik katılımla epey ilgi toplamışti. “Blue, blanc, rouge” örtüler ve La Marseillaise tınıları ile renklendirilen bu girişimde amaç geniş kitleleri cumhuriyetin üç ideali olan «liberté, egalité, fraternité» teması çevresinde toplamak... Bu yıl Paris’teki piknik 13 Temmuz saat 18:30’da Parc de Bercy’de yapılacak. Programda samba gösterisi ve Rock konseri de var : http://www.lepiqueniquedelarepublique.fr/

Beylerin(!) pek de hoşuna gitmeyen bir diğer aktivite 14 Temmuz kutlamaları çerçevesinde gerçekleştirilen geleneksel «Bal des Pompiers» Itfaiyecilerin kışlalarında 13-14 temmuz akşamı saat 21 :00’den sabah 04 :00’e kadar düzenledikleri halka açık geceye katılım her yıl yoğun olmakta. Yıllardır Paris’te yaşayan bir Amerikalı arkadaşım bir çok değişik kışla denediğini ama en güzelinin 4. arrondissement’da Rue de Sévigné’deki parti olduğunu iddia ediyor. Bu kutlamayı dört gözle bekleyen hanımlara karşı yakışıklı itfaiyeciler fotograf çektirmek, dansa davet etmek, öpücük kondurmak konusunda meşhur oldukları «geleneksel fransız centilmenliği»ni ispat ediyorlar! Ilgilenen hanımlar, kaçırmayın derim! Balo yapılacak 40 merkezin listesi için: http://www.pompiersparis.fr/accueil.htm
Yok, itfaiyeciler bana göre değil diyorsanız 13 temmuz akşamı alternatif kutlama Place de la Bastille’deki «Grand Bal Populaire»...Saat 20 :00’den itibaren «Soiree de Musique Africaine»

13-14 Temmuz : Paris’te iki capcanlı gün daha-keyfinize ve zevkinize göre seçin : C’est la Fête!

10 Temmuz 2007 Salı

Vélib’


15 temmuz tarihinde Paris’te bisikletli yaşam hızlanacak. Vélib'ler(vélo artı liberté kelimelerinin birleşimi, yani özgürlük bisikletleri! ne sempatik, değil mi?) kullanıma girecek. Mayıs 2005’de Lyon’da başlayan ilk uygulama 60.000 abone ile (şehrin nüfusunun %10’u) büyük bir başarı sağlamış, Lyon’da bulunduğum zaman sevimli istasyonlar dikkatimi çekmişti. Artık sıra Paris’de…Lyon bisikletleri kırmızı ise bizimkiler metalik gri! 7 jours sur 7, 24 heures sur 24 libre-service(tek şart 14 yaş üstü ve 150 cm boyunda olmak), 10.000 bisiklet, 750 istasyon … 2008 yılı başına kadar her 300 metrede bir istasyon olmak üzere toplam 1.451 istasyon, 20.600 bisiklet ve 371 km bisiklet yolu hedefleniyor. Paris’te 297 metro istasyonu olduğunu düşünürsek muhteşem bir ulaşım ağı olacağı kesin.. Ekolojik, sağlığa yararlı, sempatik bir araç olmasının yanında belediye seçimlerine sekiz ay kala Paris Belediye Başkanı Bertrand Delanoë’nin ulaşım politikası açısından da önemli bir sınav… Bisiklet, Paris’in kaotik trafiğinde kısa mesafelerde arabaya park yeri arama ve park ücretlerinin yüksekliği de düşünülürse kullanışlı bir alternatif olacağa benzer. Zaten amaç bir bisikleti bütün gün bloke etmek değil… bir istasyondan alıp başka bir istasyona bırakabilmek; işe gitmek, iş çıkışında alışveriş yapmak, bara uğramak, okuldan dönmek...tabii ki turistlere de gün doğdu! Bir günlük(1 euro), 7 günlük(5 euro) veya 1 yıllık abonman(29 euro) çok avantajlı. Abonman, seçtiğiniz süre içinde size limitsiz kullanım hakkı tanıyor, ama her kullanış yarım saati geçmemeli (geçerse ilk yarım saat 1 euro, ikinci yarım saat 2 euro, üçüncüden itibaren her yarım saat 4 euro ek ücrete tabi) Navigo kartı da Vélib’ abonmanına açılabiliyor. Projenin finansmanı belediyeye değil reklam karşılığında tamamen JCDecaux firmasına ait, Paris’i vitrin olarak kullanıp hem Fransa’nın diğer şehirlerinde hem de başka ülkelerde pazarlamayı hedefliyorlar.

Bilgisayar sitemi ile tüm istasyonlar sürekli kontrol edilecekse de istediğiniz istasyonda bisiklet bulamazsanız veya bırakmak istediğiniz istasyonda boş yer olmazsa? Ya vandalism, trafik kazalarında artış? Paris gibi yağmuru bol bir şehirde yağmur altında ne kadar talep olur acaba? Ya bisikletle giderken soluyacağınız egzoz kokuları? Paris’in bir anda Amsterdam olmasını bekleyemeyiz ama iyi niyetli tüm girişimlere pozitif bakmak gerek. Bekleyelim ve görelim!

Ek bilgi için: http://www.velib.paris.fr/

5 Temmuz 2007 Perşembe

Paris sans les Parisiens


Parisliler şehri bırakıp tatile çıkadursun terk ettikleri şehirlerinin keyfini turistler ve tatile çıkamayanlar sürmekte... Trafik problemi olmaksızın şehrin sokaklarında araba kullanmak, park aramak zorunda kalmamak(hatta tüm ağustos ayı boyunca sokaklarda ücretsiz park), gece 23’lere kadar uzayan günler, kalabalıktan uzak resturanların, café’lerın teraslarında istediğiniz masaya kurulabilmek, her zevke, her keseye uygun şehirdeki aktiviteler Paris’i kalanlar için güzel bir seçenek haline sokmakta...Şehrin keyfini çıkartmak için seçtiklerimden bazılarını paylaşmak isterim :

Cinema au Clair de Lune(Ay Işığında Sinema)_1-19 Ağustos
Başkentin 13 ayrı semtınde 13 bedava film gösterisi, filmlerde mekan çoğunlukla Paris... Ister sandviçlerinizi alıp sinema düzeninde hazırlanan iskemlelere oturun, ister piknik sepetinizle çevredeki yeşilliklere yayılın. Geçen yıllarda Trocadero, Notre Dame, Sacre-Coeur, Parc Montsouris hepsi çok keyifliydi. Promosyon kapsamında dağıtılan ertesi günün gazeteleri, taptaze sıcacık baguette’ler, içecekler... keyfinize diyecek yok.
http://www.forumdesimages.fr/
*
Paris Sinema Festivali_3-14/7
Bu yıl beşincisi gerçekleştirilen festival 14 temmuz akşamı Champs de Mars’daki geleneksel havai fişek gösterileri ile son bulacak. Bu yılki tema : Sinema!
http://www.pariscinema.org/
*
Festival du Theatre de Verdure_ 1/5-30/9
Bahçede Shakespeare
Pre-Catelan, Bois de Boulogne
*
Paris Plage_20/7-20/8
http://www.paris.fr/
*
Solidays_6-8/7
http://www.solidays.com/
*
Quartier D’Ete_14/7-5/8
http://www.quartierdete.com/
*
Cinema en Plein Air A La Villette_17/7-26/8
Giriş ücretsiz, isteyenler için şezlong ve ortü kirası 6,5 euro
Jazz A La Villette_29/8-9/9
http://www.villette.com/
*
Paris Jazz Festival, ardından Festival Classique
Parc Floral, Esplanade du Chateau-de-Vincennes
http://www.parisjazzfestival2007.com/
*
English National Ballet_ 26-28/7

Chateau de Versailles, Bassin de Neptune
http://www.chateauversailles-spectacles.fr/
*
Les Terrasses du Forum ve dans kursları için : http://www.forum-des-halles.com/
*
Hotel de Ville’de « Dalida Une Vie » Sergisi---8/9’a kadar
Iolanda Gigliotti’nin 1933’de Kahire’de doğumundan 3 Mayıs 1987’de Montmartre’daki evinde intihar edişine dek(Nisan 1987’de son konserlerini Türkiye’de verir) süren popüler müzik içindeki yolculuğunda tüm «paillettes, strass, lumiere, glamour», şöhret ve para arasında geçirdiği müthiş mutsuz yaşam öyküsü...Kim unutur Salma ya Salama’yı, Ciao Amore Ciao’yu, Je suis malade ya da Alain Delon’la düet yaptığı Paroles Paroles’yi ?
*
Yaz sıcağında serinlemek için Paris’deki Havuzlar:
http://www.paris.fr/portail/Sport/Portal.lut?page_id=5058

Şu satırları yazarken dışarıdaki fırtına nedeni ile penceremin önüne özenle diktiğim ortancalarımın bulunduğu saksım düşüp kırıldı; terastaki şezlonglar ıslanmasın diye içeri almak isterken yine iki aydır süs gibi duran ve bir kez bile kullanmadığım güneş şemsiyesi rüzgardan fırlayıp kafama çarptı; dün sabah temizlenen pencere camları yağmur damlalarından görülmez oldu, açık kalan pencereden içeriye giren yağmur yatak odasının parkesini mahvetti. Ben «Yazın Paris’te neler yapılır» gibi absurd bir yazıyı niye yazıyorum ki???