19 Ekim 2012 Cuma

SÖYLEYECEK ÇOK ŞARKIMIZ VAR DAHA…



23 eylül pazar günü. Parc de la Villette’in içinde Cabaret Sauvage’ı arıyorum. Gecikmişim, hızlanıyorum, konserin bir dakikasını bile kaçırmak istemiyorum. Salona  girdiğimde şaşırıp kalıyorum. Koskocaman sirk çadırı 1930’ların balo salonlarını andırıyor. Art Nouveau stilinde, dekorasyon ahşap ve kırmızı kadife, fonda Roza’nın gülümseyen portresi asılı… Sanki bir büyü dolaşıyor havada... Yerimi alıyorum, ışıklar azalıyor, çepeçevre yerleştirilmiş onlarca pencere ve aynaya vuran spotlar kırılıyor ve binlerce minik mum yanıyormuş gibi nefes kesici bir atmosfer oluşuyor.

Rebetiko’nun Divası Istanbul doğumlu Roza Eskenazi’nın anısına düzenlenen Les Voix du Rebétiko (Rebetiko’nun Sesleri) konserindeyim. Iki saat boyunca müzik seyircinin ruhunu okşuyor, hayatıyla ilgili filmden ekstreler tarihte yolculuğa çıkartıyor. Sahnede üç ülkeden müzisyenler… Mehtap Demir’i ilk kez orada görüyorum, konser boyunca mükemmel sahne hakimiyeti, etkileyici sesi ve güzelliği ile sahnede devleşiyor. Yoğun programı arasında sorularımı içtenlikle yanıtladığı için kendisine çok tesekkür ediyorum ve bu özel müzik insaniyla yaptığımız röportajı sizlerle paylaşıyorum.