18 Ekim 2007 Perşembe

Le Salon du Chocolat

Semaine de Gout’dan bahsedip de Salon du Chocolat’yı yazmasaydım olmazdı. Çikolatayı kim sevmez? O muhteşem koku, o pırıl pırıl renk, o ağızda eriyen lezzet... Mutluluk «bir kare çikolatada» değil de nededir? Salon Paris’te bu yıl 13. kez açılıyor. Ardından New York, Moskova, Shanghai, Tokyo takip edecek. 14,000 m2 alana yayılan ve dünyanın her yanından katılan 130’u “chocolatiers” 400 katılımcının renklendireceği fuar dört gün boyunca çikolata severleri ağırlayacak.
Bu yıl programda ilgimi çeken konferanslar arasında “Çikolata kalbin dostu mu?”, “Çayla çikolatanın birlikteliği”, “Şarap çikolata eşleştirmesi”, “Çikolata tüm ağrılara çare mi?” gibi başlıklar var. Çocuklar için atölyeler var, kakaonun çikolataya metamorfozunu öğrenmeleri için bundan güzel fırsat var mı? Geçen yıllardan biliyorum, ünlü cuisinier(aşçı), patissier(pasta ustaları), glacier(dondurma ustaları) ve chocolatier(çikolata ustaları)nın demonstration’ları muhteşem.. Geçen yıl Nestle’nin leziz çikolata tartına, benim de ders aldığım Versailles’in ünlü çikolatacısı Daubos’un fondant’ına, gurmelerin çok taktir ettiği Tokyo’lu Madame Setsuko’nin şampanyalı çikolatasına, son bir iki yıldır çok moda olan tuzlu-tatlı kombinasyon kapsamında çikolatalı tavuk tadlarına doyamamıştım. Ya o harikulade ganache, denemediyseniz zevkin doruğu nedir bilmiyorsunuz demektir!
Bir de muhteşem defileden bahsetmeden geçemeyeceğim. Defile, ihtiyaç sahibi çocuklara yardım toplayan ve Noel kutlamalarında çikolata dağıtan Voix de l’Enfant derneği yararına yapılıyor. Çikolatacılarla modacıların kafa kafaya verip ürettikleri ve ünlü mankenlerin sundukları çikolatadan yapılan neredeyse gerçek ötesi, mistik ve büyülü kreasyonları mutlaka görmelisiniz, bir daha modaya ve çikolataya aynı gözle bakmayacaksınız!

19-22 Ekim 2007
Paris Expo, Porte de Versailles
http://www.chocoland.com/

16 Ekim 2007 Salı

La Semaine du Goût


Bu yıl 15-21 Ekim tarihleri arasında bir hafta boyunca 18. kez Lezzet Haftası kutlanacak. Bu yılki slogan çok hoş: «Fête plaisir, invitez-vous à la 18ème Semaine du Goût» (dikkat ettiniz mi, küçük bir kelime oyunu var: fêter ile faire fiilleri arasında... iki arada bir derede minik bir de fransızca dersi!)

Ilki 1990 yılının 15 Ekim günü Trocadero meydanında gazeteci, gastronomi yazarı Jean-Luc Petitrenaud inisyatifi ile gerçekleştirilmiş. Ardından süresi bir haftaya uzatılmış ve ülke çapında çok ilgi gören geleneksel bir kutlamaya dönüşmüş. Bir hafta boyunca ünlü şefler, restaurantlar, yiyecek/içecek dükkanları, üreticiler lezzet tutkularını halkla paylaşıyorlar. Kutlamalar üç ana davet etrafında gelişiyor:

-Zevke davet: Tadların farkına varın, yeni tadlar keşfedin, damak tadınızı geliştirin. Örneğin moleküler cuisine’ e ne dersiniz?
-Kutlamaya davet: Sevdiğiniz bir restoranda ya da hiç denemediğiniz birinde yer ayırtın. Sevdiğinizle başbaşa veya ailenizle, dostlarınızla… Yüzlerce restaurant bu hafta için özel menüler sunuyor. Michelin yıldızlılarda bile süper hoş promosyonlar var. Keyfini sürün.
-Yapmaya/üretmeye davet: Arkadaşlarınıza, sevgilinize, çocuklarınıza farklı bir yemek yapın, yeni bir tarif deneyin, renkli bir sofra etrafında buluşun, güzel lezzetlerın tadına varın.

Hafta boyunca oyun, yemek dersleri, tadım seansları, sergiler, konferanslar, atölyeler, animasyonlar, okullarda “tad dersleri” gibi Fransa genelinde 700 civarında aktivite planlanıyor, size de uygun bir/bir kaç tane olacağından eminim. Tad almanın ne büyük bir haz olduğunu düşünün. Kendinizi suçlamadan bu özel festivale katılın, fransız gastronomisini öğrenmek/yeniden keşfetmek için bu lezzet deneyimini kaçırmayın. Daha detaylı bilgi için: http://www.legout.com/

1 Ekim 2007 Pazartesi

Paris Sokaklarında Sürprizler


Bu şehrin sokaklarının gez gez insana verdiği zevkin sınırı yok. Her sokakta tarihin içinden fırlamış binalar (bazen acaba insanları da o tarihte asılı mı kalmış diye düşünüyorum doğrusu!), şehrin karmaşından iki adım ötede küçücük village(kasaba)’lar, avlulara bakan pencerelerin ardında binbir çeşit yaşam... Tabii ki şehir bir yandan eski dokusunu mümkün olduğunca korumaya çalışsa da değişime, gelişime kapalı değil... zaten yöneticileri de Paris’in müze şehir olmasını istemiyorlar. Tüm çabalar Parislilerin ziyaretçilerle en güzel şekilde paylaşabildiği, yaşayan, nefes alan, enerjik, ruhu olan, her gün yeniden doğan bir şehir yaratmakta..

Paris sokaklarında gezinirken hoş sürprizlerle karşılaştım bu ay, paylaşmak istedim:

Poussette Café: Pusetteki bebeğinizle daracık klasik bir Paris kafesinde mola verip bir şeyler içmek/yemek istediniz mi hiç? Bazen içeri girmekten çekindiğiniz oldu mu? Puset masaya çarpar bir şeyleri devirir miyim, iskemlelerin arasından geçemez miyim? Ya o dayanılmaz sigara dumanı… Işte ilk bebeğinin doğumundan sonra bunları bizzat yaşamış olan Laurence Constant kendi deneyimlerinden yola çıkarak hoş bir konsept oluşturmuş: Puseti garaja park ediyor(!), biberonu mikroda ısıtıyor, kahvenizi alıp keyfinize bakıyorsunuz. Atölyeler, doğumgünleri, anne adaylarına öneriler, yani aktivite bol… Epey hoş düzenlenmiş, aklınızda bulunsun.
6 Rue Pierre Sémard, http://www.lepoussettecafe.com/

New York ve Londra’da sıklıkla karşılaşılan ama Paris’e ancak yavaş yavaş giren bir başka konsept: iki veya üç şeyi bir arada yapabileceğiniz tek duraklık butikler... Çiçekçide bir kadeh şampanyaya ya da frappe votka’ya ne dersiniz? Işte Le Bar Fleur’s... Gece saat 2’ye kadar açık olan dükkanın sahipleri NY’dan dönen iki arkadaş: Çiçeğinizi seçerken kokteylinizi içip lezzetli tadımlıklardan da deneyebilirsiniz.
3, Rue des Tournelles http://fleuretvodka.free.fr/

Le Wash Bar : Çamaşırınız makinede yıkanırken meyve suyunuzu içip bir şeyler atıştırabilir, hoş kanapelerde oturup televizyon seyredebilir ya da bilgisayardan emaillerinizi kontrol edebilirsiniz. Zamanın değerini anlamaya başladılar mı, ne dersiniz?
65, Boulevard de la Villette http://www.washbar-lg.com/

Çay sever misiniz ? Özel Cin çayları satın almak için girdiğiniz dükkanda güzel bir masaja ne dersiniz? Aromatik yağlar, enerji verici, toksin giderici ya da özellikle düğün günü öncesi hanımlara aşkın çiçeği gül yağları ile özel masajlar…
Dragon et Phenix 71, Rue des Gravilliers http://www.dragonetphenix.com/

Bisikletinizin lastiğini şişirmek mi gerekiyor ? Vélo et Chocolat’a uğrayın. Sıcacık bir çikolata içerken işiniz hallolsun. 77, Quai de Seine

Paris sokaklarında ilginç keşifleriniz olursa bana yazın, listemizi zenginleştirelim.