5 Eylül 2008 Cuma

Geri Donus


Yazıları tatile göndermiştik, şimdi geri dönüyorlar! Dinlenmiş, eğlenmiş, bronzlaşmış, yeni sezona hazır... bir de özlemisler ki sayfalarını... ve paylaşmayı. Yepyeni, capcanlı, bilgi dolu bir "rentrée"ye hazır mıyız? Hadi başlayalım.

Paris'in en güzel aylarından biri. Her daim mutsuz, sürekli tenkit edip şikayet edenler hariç(onların benim sayfalarımda pek yeri yok zaten) herkes yeni bir başlangıca coşkuyla göz kırpıyor. Özellikle şehrin enerjisi insana çok iyi geliyor. Fuarlar kapılarını açıyor, müzeler, sergiler, yeni mekanlar... Sinema ve edebiyat sezonu doludizgin... 20-21 Eylül "Les Journées Européennes du Patrimoine"(http://www.journeesdupatrimoine.culture.fr/)-Paris'e yeni olanlara, her daim "Parisli" olanlara, ya da turist olarak yolu düşenlere: Yapılacaklar listenizde mutlaka ilk sıralara yerleştirin.

Peki Türkiye Fransa ilişkileri ne durumda dersek?? Buyrun:

-Iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin ülkeler arasında tarihi en eskiye dayananlardan olduğunu, François I ile Kanuni Sultan Süleyman'ın 1536'da bir ittifak antlaşması imzaladığını, şu anki Fransa büyükelçisinin 84. büyükelçi olduğunu,
-Jean-Jacques Rousseau'nun babasının 1705-1715 yılları arasında "saray saatçisi" olduğunu,
-20 Ekim 1921'de Franklin-Bouillon ile Atatürk arasında imzalanan Ankara antlaşması ile Fransa'nın Mustafa Kemal hükümetini tanıyan ilk Batı ülkesi olduğunu,
-Fransa'nın Türkiye'nin 5. ekonomik ortağı olduğunu,
-Fransa'nın Türkiye'deki 3. yabancı yatırımcı ülke olduğunu, 1985 yılında Türkiye'de sadece 15 Fransız şirketi varken bugün bu sayının 300'e ulaştığını, bu şirketlerde 65,000 Türkün istihdam edildiğini,
-Fransa'nın ABD ve Almanya'dan sonra Türk ögrencilere ev sahipliği yapan 3.ülke olduğunu,
-Her yıl 1,000 Türk gencinin Fransız liselerinden mezun olduğunu, Alliance Française'in geçtiğimiz mart ayında Adana'da şube açtığını,
-Fransa'da 400,000 üzerinde Türk yaşadığını, yarısının çifte vatandaşlığa sahip olduğunu,
-Türkiye'nin Fransızların en çok ziyaret ettiği ülkelerden biri olduğunu, 2007 yılında Türkiye'yi ziyaret eden 800,000 Fransız turist olduğunu,
-Fransa'nın Türk edebiyatı eserlerini kendi diline en fazla çeviren ülkelerden biri olduğunu,
-Türk Dil Kurumu verilerine göre Türkçe'de 5,361 Fransızca kökenli kelime olduğunu( farsçadan 1375, ingilizceden sadece 565!)
-Sinemaya düşkün Fransız halkının Türk filmlerini yakından takip ettiğini, Nuri Bilge Ceylan, Reha Erdem, Semih Kaplanoğlu gibi bir çok sinemacının tanınıp beğenildiğini,
-Tüm Fransa'da 1 Temmuz 2009-31 Mart 2010 tarihleri arasında Türk sezonu kutlanacağını, kültürel, sanatsal, ekonomik anlamda çok önemli bir dönem olacağını ve hepimize çok görev düşeceğini

Biliyor muydunuz?

Istatistikler etkileyici, şöyle bir, hatta iki, üç kez düşünmeye değer, ne dersiniz?

Eylül ayına merhaba, sizlere de bloguma tekrar hoşgeldiniz diyorum. Sakın ola sayfalarımızdan ayrılmayın, bir çok ilginç konu ufukta...

Hepinizi sevgiyle selamlıyorum.

ps. Fransız Büyükelçiliği web sitesindeki (http://www.ambafrance-tr.org/) bilgilerden beni haberdar eden sevgili arkadaşim Belgin ve eşi Luc'e çok teşekkürler...

Hiç yorum yok: