Le Cordon Bleu Fransa’nın en önemli aşçılık okulu. Her yıl dünyanın dört bir yanından gelen aşçı adayları bu okulda Fransız gastronomisinin temellerini öğrenmekte, diploma (Le Grand Diplôme) almak için yoğun ve zorlu bir eğitim görmekte. Bu okuldan mezun olmak aşçılık mesleğinin kilometre taşlarından. Ama Cordon Bleu sadece bir okul değil, aynı zamanda geleneksel Fransız mutfağının korunmasını ve tanıtımını kendine ilke edinmiş, adı “mükemmelliyetçilik”le özdeşleşmiş önemli fransız kurumlarından biri.
1895 yılında Martha Distel La Cuisinière Cordon-bleu adlı haftalık bir dergi yayınlamaya başlar. Dergide ünlü şefler makaleler aracılığıyla dersler verirler; aşçıların tarifleri, püf noktaları yer alır. Derginin ismi özel seçilmiştir çünkü Cordon Bleu, l'Ordre des Chevaliers du Saint Esprit mensuplarının kullandıkları mavi kurdelenin adıdır ve 18. yüzyılda işinde mükemmelliğe ulaşan kişilere, daha çok da aşçılara bu isim verilirdi. Günümüzde halen çok iyi yemek pişirenlere “comme un cordon bleu” tamlaması layık görülür.
Derginin iyice ünlendiğini gören Mme Distel yemek derslerinin iş başında, yani şefler bizzat yemekleri yaparken izlenip öğrenilmesinin çok daha ilginç olacağını düşünür ve dergiye abone olanları ücretsiz yemek derslerine davet eder. Ilk ders 14 Ocak 1896’da Palais Royal yakınlarında düzenlenir ve ilk kez bir gösteride elektrikli ocak kullanılır. Dersler büyük sükse görür ve tüm dünyadan öğrenciler okula akmaya başlar. 110 yılı aşkın geçmişi olan okul Londra, Ottowa, Sydney ve Tokyo’da şube açar.
Peki Türk rüzgarı neyin nesi derseniz şöyle: Bir kaç ay önce internet kanalı ile sevgili Sevim Gökyıldız’la tanıştım. Sevim Hanım yemek yazarı ve Mutfak Dostları Derneği Başkan Yardımcısı. Yıllardır Fransa’da Türk mutfağını tanıtmak amaçlı bir çok faaliyete imza atıyor. 2002 yılından bu yana Annecy’deki Imperial Palace’da 15 gün boyunca düzenlediği “Afiyet Olsun” Türk Gastronomi ve Kültür Festivali fransız basınında çok büyük ilgi görmekte. Cordon Bleu’de Chef Invité programı kapsamında bu yıl beşincisi gerçekleştirilen programda kendisine eşlik etmemi teklif ettiğinde havalara uçtum. Hem eğitimimin bir kısmını bu okulda almıştım hem de bu yıl devam ettiğim Reims Üniversitesinde Gastronomi programı çerçevesinde etnik türk mutfakları üzerine tezimi yazıyordum. Cordon Bleu’de düzenlenecek bu programın parçası olmak çok heyecan vericiydi.
18 şubat günü öğlen saatlerinde hazırlıklarımızı yapmaya başladık. Amaç mutfağımızın geleneksel lezzetlerini ve özel ürünlerini tanıtmaktı. Mercimek köfte ve imambayıldı, hazırlayacağımız iki ana yemekti. Sevim Hanım Cordon Bleu’nun ricası üzerine menüye fıstıklı baklava yapımını da eklemişti.
Gösteri saati yaklaştı, heyecan yükseldi. Hepsi geleceğin şefleri olacak dünyanın dört bir yanından Çinli, Japon, Rus, Amerikalı, Venezuelalı, Yunanlı, Kuveytli öğrenciler, misafirler ve basın yerlerini aldı. Cordon Bleu’nün Halka Ilişkiler, Festival ve Promosyon Müdiresi dünya tatlısı Catherine Baschet açılış konuşmasını yaptı, kendimizi tanıttıktan sonra kolları sıvadık. Önce baklavanın hamuru açılıp dinlenmeye bırakıldı. Ardından patlıcanları soyup harcını hazırlamaya koyulduk. Sonra da haşladığımız mercimeklere kabaran bulguru katıp başladık yoğurmaya... Gösteride Fransiz-Türk mutfakları karşılaştırıldı, Türk mutfağının incelikleri anlatıldı, yemeklerimizde kullandığımız bulgur, kırmızı mercimek, biber salçası, pul biber ve nar ekşisi tanıtıldı.
Programı T.C. Paris Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Ataşesi Sn. Dr. Hasan Yavuz da onurlandırdı. Gösteri sonunda, okulun kış bahçesinde hazırlanan kokteylde, öğrenciler, öğretmenler, şefler ve davetlilere mercimek köfte, kuruyemiş, baklava ve Türk rakısı ikram edildi.
Temmuz 2009 tarihinde başlayacak, Fransa’da yaşayan biz Türklerin dört gözle ve büyük bir heyecanla beklediği Fransa’da Türk Sezonu aktiviteleri arasında daha nice tanıtımlara...
1895 yılında Martha Distel La Cuisinière Cordon-bleu adlı haftalık bir dergi yayınlamaya başlar. Dergide ünlü şefler makaleler aracılığıyla dersler verirler; aşçıların tarifleri, püf noktaları yer alır. Derginin ismi özel seçilmiştir çünkü Cordon Bleu, l'Ordre des Chevaliers du Saint Esprit mensuplarının kullandıkları mavi kurdelenin adıdır ve 18. yüzyılda işinde mükemmelliğe ulaşan kişilere, daha çok da aşçılara bu isim verilirdi. Günümüzde halen çok iyi yemek pişirenlere “comme un cordon bleu” tamlaması layık görülür.
Derginin iyice ünlendiğini gören Mme Distel yemek derslerinin iş başında, yani şefler bizzat yemekleri yaparken izlenip öğrenilmesinin çok daha ilginç olacağını düşünür ve dergiye abone olanları ücretsiz yemek derslerine davet eder. Ilk ders 14 Ocak 1896’da Palais Royal yakınlarında düzenlenir ve ilk kez bir gösteride elektrikli ocak kullanılır. Dersler büyük sükse görür ve tüm dünyadan öğrenciler okula akmaya başlar. 110 yılı aşkın geçmişi olan okul Londra, Ottowa, Sydney ve Tokyo’da şube açar.
Peki Türk rüzgarı neyin nesi derseniz şöyle: Bir kaç ay önce internet kanalı ile sevgili Sevim Gökyıldız’la tanıştım. Sevim Hanım yemek yazarı ve Mutfak Dostları Derneği Başkan Yardımcısı. Yıllardır Fransa’da Türk mutfağını tanıtmak amaçlı bir çok faaliyete imza atıyor. 2002 yılından bu yana Annecy’deki Imperial Palace’da 15 gün boyunca düzenlediği “Afiyet Olsun” Türk Gastronomi ve Kültür Festivali fransız basınında çok büyük ilgi görmekte. Cordon Bleu’de Chef Invité programı kapsamında bu yıl beşincisi gerçekleştirilen programda kendisine eşlik etmemi teklif ettiğinde havalara uçtum. Hem eğitimimin bir kısmını bu okulda almıştım hem de bu yıl devam ettiğim Reims Üniversitesinde Gastronomi programı çerçevesinde etnik türk mutfakları üzerine tezimi yazıyordum. Cordon Bleu’de düzenlenecek bu programın parçası olmak çok heyecan vericiydi.
18 şubat günü öğlen saatlerinde hazırlıklarımızı yapmaya başladık. Amaç mutfağımızın geleneksel lezzetlerini ve özel ürünlerini tanıtmaktı. Mercimek köfte ve imambayıldı, hazırlayacağımız iki ana yemekti. Sevim Hanım Cordon Bleu’nun ricası üzerine menüye fıstıklı baklava yapımını da eklemişti.
Gösteri saati yaklaştı, heyecan yükseldi. Hepsi geleceğin şefleri olacak dünyanın dört bir yanından Çinli, Japon, Rus, Amerikalı, Venezuelalı, Yunanlı, Kuveytli öğrenciler, misafirler ve basın yerlerini aldı. Cordon Bleu’nün Halka Ilişkiler, Festival ve Promosyon Müdiresi dünya tatlısı Catherine Baschet açılış konuşmasını yaptı, kendimizi tanıttıktan sonra kolları sıvadık. Önce baklavanın hamuru açılıp dinlenmeye bırakıldı. Ardından patlıcanları soyup harcını hazırlamaya koyulduk. Sonra da haşladığımız mercimeklere kabaran bulguru katıp başladık yoğurmaya... Gösteride Fransiz-Türk mutfakları karşılaştırıldı, Türk mutfağının incelikleri anlatıldı, yemeklerimizde kullandığımız bulgur, kırmızı mercimek, biber salçası, pul biber ve nar ekşisi tanıtıldı.
Programı T.C. Paris Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Ataşesi Sn. Dr. Hasan Yavuz da onurlandırdı. Gösteri sonunda, okulun kış bahçesinde hazırlanan kokteylde, öğrenciler, öğretmenler, şefler ve davetlilere mercimek köfte, kuruyemiş, baklava ve Türk rakısı ikram edildi.
Temmuz 2009 tarihinde başlayacak, Fransa’da yaşayan biz Türklerin dört gözle ve büyük bir heyecanla beklediği Fransa’da Türk Sezonu aktiviteleri arasında daha nice tanıtımlara...